Şerefil Mekân Bil Mekîn

Genç Adam dergimiz 46. sayısıyla heyecanını bir kez daha tazelemenin mutluluğunu yaşıyor.

Yılın 3. üçlüğü demek olan kasım sayımızın kapak konusu şehir, medeniyet ve bu güzel kavramların civarındaki gündemler.

Bilal İnal, şehir ve şehircilik kavramları hakkında kafa yordu.

Muhammed İsmail Arık, Farabi’den öğrendiğimiz erdemli ve erdemsiz şehri mukayese etti.

Burak Akgün, Yesrib’den Medine’ye doğru bir anlam yolculuğuna çıktı.

Enes Belada, şehirlerin sorunları söz konusu olduğunda ilk akla gelen hususlara eğildi.

Zahid Yavuz, unutulan şehirlerimizden Semerkand ve Buhara’ya değinirken Avrupa tecrübelerini de bizlere aktardı.

Furkan Bozkuş, şerefil mekân bil mekîn düşüncesiyle şehirleri ihya eden, kentlerde iz bırakan mübareklere odaklandı.

Yazılarımızın yanında mini bir soruşturma da hazırladık. Mustafa Aydoğdu, Abdurrahim Arslan, M. Selçuk Özdoğan, Sinan Gün, Abdurrahim Çakır gibi öğretmen, vakıf yöneticisi, avukat kimlikleri taşıyan isimlere “Bir şehirde yaşamayı niçin seçersiniz?” diye sorduk.

Her bir isimden aldığımız cevaplardan istifade edileceğine inanıyoruz.

46 numaralı kasım sayımızla bir mevsimi daha geride bırakıyor, sıradaki dosyamız olan şubat sayımıza hazırlık için yayın kurulu ve yazar kadromuzla gayreti kuşanıyoruz.

Yazana zahmet vermeyen bir yazının okuyana da zevk vermeyeceğine, derdimiz olduğu için dergimiz olduğuna, yazılardan yazarlar kadar okurların da sorumlu olduğuna inanmayı sürdürüyoruz.

İslami Direniş Hareketi liderlerinden kıymetli büyüğümüz İsmail Heniyye’nin ve Yahya Sinvar’ın şehadetini tebrik ediyor, ailesinin ve Gazzeliler başta olmak üzere Filistin halkının duruşunu gıpta ile selamlıyoruz.

Siyonizmin marka ordusunda askerlik yapan firmaları boykot etme kararlılığının istikrarlı bir şekilde devam edeceğine inanıyor, duanın müminlerin silahlarından biri olduğunu unutmuyoruz.

Allah’tan dilediğimiz; dualarımızda andığımız diyarlarda yaşayan kardeşlerimizle tez zamanda kucaklaşabilmek, zafer marşları söyleyebilmek, bombalarla delik deşik edilen izzetli topraklarda birlikte şükür secdesi için yapabilme hasretimize duyduğumuz özlemin nihayete ermesidir.

Cenk, cihad, şehadet duygularıyla atan kalplerimize tercüman olan nice şuurlu sayılarda görüşebilmek ümidiyle.