Ağustos 2024 Mustafa Aydoğdu A- A+
A- A+

Niçin Şehirde Yaşamayı Tercih Ettiniz?

İslam’da ruhbanlık yok. Malumunuz kiliseler şehir dışına yapılır insanlardan uzaklara yapılır ama İslam’da ise bütün yollar camiye çıkar. Bir zaman insanlar bütün yollar Roma’ya çıkar dediler. Bu yaşam tarzını dayattılar. Bir zaman geldi bütün yollar Moskova’ya çıkar dediler. Elhamdülillah ikisi de tutmadı.

Efendimizin hicretle beraber yaptığı üç önemli iş;

1- Mescid yapmak,

2- Alternatif pazar oluşturmak,

3- Müslümanları kardeş yapmaktı.

Bu İslam’ın şehir anlayışıdır. Külliye mantığı dediğimiz pazar yeri, medrese, aşevi, hamam, sıbyan mektebi gibi kurumlarla günlük hayat caminin etrafında yaşanır. Camilerimiz de Kâbe’nin birer şubesi olduğu için şehir medeniyetimiz de şehrin merkezinde camiler olmalıdır. Çünkü küçük yerlerde Cuma namazı kılınmaz. Şehirde yaşamanın bir başka şartı Ali İmran 110. ayetinde “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülüğü nehy edersiniz ve Allah’a inanırsınız.” buyurulmuştur. Bu ayeti yaşayabilmek için Müslüman yine şehirde yaşamalıdır.

“İnsanların arasına karışıp onların eziyetlerine sabreden mümin, insanların arasına karışmayıp eziyetlerine sabretmeyen müminden daha faziletlidir.” Hadis-i şerifi ve “Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşı için en hayırlı olandır. Allah katında komşuların en hayırlısı da komşusu için en hayırlı olanıdır.” hadisi gereği Müslüman, toplum içinde yaşayacak ve onlara faydalı olmaya çalışacaktır. En önemli faydamız da insanların ahiretine zarar verecek işlerden onları korumak olmalıdır.

Şehir insana bir ufuk açar, hak ve batılın yaşandığı net bir ortam verir. Şehir hayatı insanı daha bilinçli bir dini hayat yaşamayı zorunlu hale getirir. Şehir hayatı insanı geçim zor olduğu için gösteriş ve israfa, cimrilik ve infak yapmamaya zorlayabilir. İşte burada insan itidalini yitirmemek için bir vakıfla irtibatını kuvvetli tutmalıdır. Şehir hayatında tesettüre ve göze sahip çıkmak çok önemlidir. Yine şehir hayatında belli bir vakfın parçası olunmaz ise insanın değerlerini yitirmesi daha kolaydır. Onun için güçlü bir vakıf iletişimi güçlü bir akrabalık iletişimi ve salih, sadık olmak şartıyla güçlü bir komşuluk ilişkisi de önemlidir.

Efendimiz her gün sabah bugün aç doyurdunuz mu? Bugün bir yetim başı okşadınız mı? Bugün bir cenazeye katıldınız mı? diye sorarak halkın içinde yaşamayı ve insanlara faydalı olmayı emretmiştir. Kendisinin hayatına baktığımız zaman da evi mescidin hemen bitişiğindedir, kendi de halkın içinde yaşamıştır. Öyle ki Hucûrat suresinin bazı ayetleri bununla ilgili indirilmiştir. Bu bizim örneğimizdir. Müslüman asıl hayatın ahiret olduğunu bilip daha mütevazı bir ev, döşeme, mobilya hayatı yaşayıp daha çok infak ederek mütevazı bir hayat yaşamalıdır.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Ağustos 2024

Sayı: 46