Ağustos 2024 Abdurrahim Çakır A- A+
A- A+

Gençlerin Tercihlerinde “Şehrin” Rolü

Her insan, hayatı boyunca zor tercihlerin belirsizliği ve endişesinde doğru karar vermenin güçlüğünü yaşar. Kimi zaman evleneceği kişiyi, kimi zaman okuyacağı üniversiteyi, kimi zaman çalışacağı işi, kimi zaman da okumak veya çalışmak için bir şehri seçerken, aslında hayatımızın kritik tercihlerinin ağır yükünü omuzlarımızda hissederiz. Bu anlarda, gönlümüzün derinliklerinde yatan idealler, kalbimizin bir köşesinde filizlenen ve bizi heyecanlandıran imanımız, esasen tercih ettiğimiz şehrin sokaklarında yankılanır. Özellikle üniversite tercihimiz, sadece bir eğitim kurumunu seçmek değil, aynı zamanda kendimize, inançlarımıza ve geleceğimize dair önemli bir kararı da beraberinde getirir. İşte tam da bu noktada, şehrin önemi ve genç bir müminin bu süreçte karşılaşabileceği fırsatlar ve zorluklar, üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkar.

Bir genç için doğru çevrede olmak, imanını koruması açısından büyük önem taşır. Şehir, sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda inançlarımızı, değerlerimizi ve hayata bakış açımızı şekillendiren, ruh, düşünce ve ideallerimizi besleyen bir ortamdır. Bu ortamda, genç bir müminin karşılaştığı her sokak, her bina ve her insan, onun ruh dünyasında izler bırakır.

Şehirdeki her bir cami, ruhumuza huzur veren, ezan sesleriyle bizleri ilahi aşka davet eden birer manevi limandır. Minarelerin gölgesinde huzur bulur, burada secdeye vardıkça kalplerimiz arınır, her an Rab Teala ile birlikte olmanın idraki tecelli eder. Her bir kitapçı, ilim ve hikmetin kapılarını aralayarak bizleri hakikatin peşine düşüren birer hazinedir. Raflarında saklı duran kitaplar, zihin dünyamızda yeni ufuklar açar, ilimle donatır ve imanımızı pekiştirir. Sohbet ve muhabbet meclisleri, kalbimizde yankılanan hikmet dolu sözlerle bizleri aydınlatan nurdan bir kandildir. Bu meclislerde yapılan en deruni sohbetler, ruhumuzu besleyen, şuur ve rikkatimizi artıran müstesna anlardır. Velhasıl eylem ve heyecan dolu, dava şuurunun yaşandığı her bir ortam, iman yolculuğunda duraklayıp soluklandığımız, yeni hedefler belirlediğimiz ve dava bilincini derinlemesine yaşadığımız birer mola yeridir. Şehirde Hakk’ın razı olduğu bu tür ortamlar, iç dünyamızda derin izler bırakır, bizleri daha kararlı ve inançlı birer dava adamı yapar. Şehir, böylece iman ve amel yolculuğumuzda bizlere rehberlik eden, bizleri besleyen ve manevi olarak yönlendiren bir dost, bir yoldaş olur.

Dinimiz, kişinin yalnızca kendi nefsiyle değil, aynı zamanda çevresiyle de sürekli bir mücadele içerisinde olmasını vâz eder. Bu mücadele, bir nevi cihattır ve bu cihat, kişinin hem kendi iç dünyasında hem de dış dünyasında sürdürmesi gereken bir yolculuktur. Bu yolculukta, cihat bilincimiz, yaşadığımız şehrin sunduğu imkanlar ve zorluklar doğrultusunda şekillenir. Doğru şehir tercihi, bu mücadeleyi destekler, imanı güçlendirir.

İnancını koruyabilen ve bu inanç doğrultusunda hareket edebilen bir genç, yaşadığı şehirden aldığı manevi güçle hem kendi iç dünyasında hem de dış dünyasında cihat eder. Bu cihat, onu daha şuurlu, daha bilinçli ve daha kararlı bir mümin yapar. Şehir, bu anlamda yukarıda da bahsettiğimiz gibi gençlerin iman yolculuğunda bir yoldaş, bir rehber olur.

Müslüman bulunduğu yeri güzelleştiren kişidir, şehir de bu husustaki en büyük yardımcımızdır.  Dolayısıyla şu fani ömrümüzdeki yapacağımız tercihlerde, şehrin çok önemli bir etken olduğunu göz önünde bulundurarak, sadece kariyer odaklı veya maddi beklentilerle değil yukarıda da izah ettiğimiz hususları önceleyecek bir tercih anlayışına sahip olmamız hem dünya hem de ahiretimiz için önemlidir. Rabbim rızasına uygun bir hayat yaşayıp, Müslüman olarak can vermeyi nasip eylesin.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Ağustos 2024

Sayı: 46