Abdurrahim Arslan İlk 11'de

1983 yılında Mardin’de doğdu. İlkokulu Konya Rebii Karetekin’de; ortaokul ve liseyi Konya Selçuklu Hocacihan İmam Hatip Lisesi’nde okudu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Tahsiline Sosyoloji Bölümü’nde devam etmektedir. 2007 yılında idareci olarak başladığı Enderun Eğitim Vakfı Konya Şubesi’ndeki görevini sürdürmektedir. Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu İcra Kurulu’nda gençlik birim başkanı olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

1. Gençken ‘iyi ki yapmışım’ dediğiniz şeyler nelerdir?

Gençken iyi ki İmam Hatip ortaokulu ve lisesine gitmişim diyorum. Katsayı problemi yaşandığında birçok arkadaşımız liseye devam etmedi. İmam hatip liseleri öğrenci mevcudu yetersizliğinden dolayı kapanma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Elhamdülillah biz devam ettik. O günleri hatırlarken iyi ki devam etmişim diyorum.

İkinci olarak iyi ki Mustafa Metin hocamızla tanışmışız diyorum. Mustafa Metin hocamız mahalle camimizin imamıydı. Ortaokul yıllarında tanıştık hocamızla. Camiyi mesken tutmuştuk. Yaptığımız her türlü yaramazlığa sabır gösterip bize camiyi sevdirdi. Sonra sohbetlere başladık. Kısa bir sürede bütün mahalledeki gençler dâhil oldular. Bu vesile ile Zeki SOYAK Hocaefendiyi ve Enderun Eğitim Vakfı camiasını tanımak, birlikte olmak ve hizmet etmek nasip oldu.

2. Kendi gençlik döneminizle şimdiki gençlik arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

Her dönem kendine göre değişkenlik gösterir. Bizim gençlik dönemimizde teknolojik aletler şimdiki gibi yaygın değildi. Mahalle kültürü çok yaygındı. Buluşma alanlarımız vardı. Birlikte oynar, birlikte hareket ederdik. Bu da beraberinde paylaşmayı, fedakârlığı, dostluğu, kardeşliği getirirdi. Şimdi ki gençlikte benim gözlemlediğim teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi ve aktif kullanılması bağımlılığı, beraberinde de bireyselleşmeyi getirdi. Bireyselleşme bu dönemin en büyük hastalığıdır.

3. Şu an gündeminizdeki konu başlıkları nelerdir?

Gençlerimizi bireysellikten uzaklaştıracak ümmetin derdiyle dertlenecek çalışmalar yapmak öncelikli hedeflerimiz. Maalesef toplum olarak çocuklarımızı dünyevi kaygılarla yetiştiriyor, tek hedef olarak iyi bir işe sahip olmaları için programlıyoruz. Bütün gençliğini bu hedef doğrultusunda programlayan gençlerimiz toplumdan kopuk, bireyselliği ön planda tutan, bencil, ailevi bağları kopuk bireyler haline geliyor.

4. Heyecan’ı tanımlar mısınız?

Kalbi Müslüman coğrafyasıyla atan, Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenen, sevinciyle mutlu olan, kendi rahatını, rantını, kaygılarını bir kenara bırakarak Müslümanlara hizmet etmektir.

5. Telaffuz etmekten hoşlandığınız kelimeler nelerdir?

Akıllı ol, Canlı ol, Hareketli ol, Hisset, İtidalli ol, Duruşun olsun.

6. Otokontrolünüzü nasıl sağlıyorsunuz?

Kur’an ve sünnet buyruklarından uzaklaşmamak, iyilerle beraber olmak ve sohbet meclislerinden ayrılmamak bir Müslümanın otokontrolünü sağlayacağı en güzel yoldur. Kendimizle ve nefsimizle baş başa kaldığımızda hemen acziyet göstermekteyiz.

7. En çok dikkatinizi çeken sahabe hangisidir, niçin?

Ebu Zer El-Gıfari Allah ondan razı olsun dikkatimi en çok çeken sahabelerden bir tanesi. Dünya malına, makama, eşyaya değer vermemiş, son nefesine kadar da bu yaşantısını sürdürmüştür. Bizler anne babalarımızın ve toplumun telkinleriyle iyi ve parası bol olan bir iş, sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi ihtişamlı evler, binekler edinmeye programlanıyoruz. Nerdeyse bütün enerjimizi bunlar için harcıyoruz. Yaratılış gayemizin önüne geçiyor. Genç kardeşlerime istikametimiz İslam’sa ve Rabbimizin rızasına talipsek dünya nimetleri kendiliğinden ikram olarak gelecektir. Önceliğimiz dünyevi kaygılar olursa o kaygılarda yok olup gidiyoruz Allah muhafaza.

8. Hafızanızdaki ayet ve hadislerden birer tane paylaşır mısınız?

“Dinleyip de sözün en güzeline (Kur’an’a) uyanlar, işte Allah’ın hidayet edip doğru yola ilettiği kimseler onlardır. İşte onlar akl-ı selim sahipleridir.” (Zümer, 18)

“Akıllı adam, nefsini hesaba çeker ve ölümden sonraki hayat için iyi amel işler. Aciz adam nefsini hevasına uydurur, sonra Allah’tan (mağfiret) temenni eder.” (İbni Mace)

9. Genç Adamlar’ın okumasını düşündüğünüz kitaplar nelerdir?

Kitap ismi vermekten ziyade genç arkadaşlarımın özellikle yakın dönemde ki dava adamlarının hayatlarını ve mücadelelerini okumalarını istiyorum. Bizlere örneklik teşkil edecek, aksiyoner, heyecanlı, davasının peşinde koşan gençlere ihtiyacımız var.

10. Genç Adamlar’ın bilmesi gereken kavramlar sizce hangileridir?

90’lı yıllarda Tevhid, Şehadet, Cihat, Şirk, Tağut ve Belam gibi kelimeleri sık sık duyar, bu kelimelerin anlam ve mahiyeti ile ilgili okumalar yapardık. Gençliğimiz bu kavramları öğrenmeli ve sürekli gündemlerinde tutmalıdır.

11. Gelecek planlarınız arasında en çok üzerinde durduğunuz başlık hangisi?

İslam toplumuzun temel taşı aile yuvasıdır. Toplumsal bozulmalar aile müessesinin sarsılmasıyla başlar. Aile yapımız hızlı bir şekilde maalesef dejenere olmaktadır. Erkek ve kadın rollerinin değişmesi, geç evlilikler, çabuk boşanmalar, moterniteye kurban olan aileler en çok üzerinde durduğum başlıklardır. Eğer biz sağlıklı nesiller, genç liderler yetiştireceksek buna aileden başlayacağız. Aile yapısının değerlerimize uygun bir şekilde güçlenmesi için gereken çalışmaları yapmak ve bunu gelecek planlarımız arasına almak öncelikli hedeflerimiz arasında olmalıdır.