Sa’y
S-a-y “hızlı olmayan koşmak, seri yürümek, yürümek, çalışmak ('amel), yönelmek kazanmak, her türlü iste gayret sarf etmek anlamları vardır. İyi veya kötü her türlü is ve çalışma ('amel) sa'y kelimesiyle ifade edilir.
Sa'y kelimesi ayrıca, hac ve umre tavaflarından hemen sonra Safa ile Merve tepeleri arasında yedi defa gidip gelmeyi ifade eden fıkhî bir terimdir. Sa'y kelimesinin ıstılahı manasıyla lügat manalarının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir.
S-a-y kökü, farklı formlarıyla Kur'an'da 28 ayette olmak üzere toplam 30 defa geçer. Bu kökün 22'si Mekki 8’i Medeni surelerde bulunur. Ayrıca birçok Kur'an kelimesinde olduğu gibi bazı sözcüklerle irtibatlı bir şekilde kullanılır. Buna göre Sa’y, müminlere izafe edildiği, iman, zikir, ahiret, haşyet, itâ, takva/ittikâ ve tasdik gibi kavramlarla irtibatlı (yakın-anlam) bir şekilde geçtiği yetlerde olumlu yani Allah'in razı olduğu is ve eylemler (sâlih amel) anlamındadır. Bahsi geçen âyetlerde sa'y; ahiret için sâlih amel islemek, Allah'a inanmak, onu anmak (zikir), onun rızası için vermek (zekât ve sadaka) ve onun mesajini tasdik etmek anlamındadır.
Say’ın kâfirlere, müşriklere ve münafıklara nispet edildiği ve fesad, harap ve
Helale birlikte kullanıldığı, aynı zamanda istiğna, küfür, tekzip/kizb, isyan,
İdbâr, buhl gibi kavramlarla irtibatlı (yakin-anlam) olduğu yerlerde ise olumsuz yani Allah'in razı olmadıgı is ve eylemler ('amel-i seyyie) anlamını ifade ettiği görülmektedir.
Gerçekten insan için, çalıştığından başkası yoktur. (Necm 39) Psikolog Reyhan Özyağlı hanımefendinin ayetlerin tefsirine getirdiği yorum bizim için daha da aydınlatıcı olacaktır. Allah bu ayette sadece müminlerden gayret etmeyi, azmetmeyi, efor sarf etmeyi istiyor. Allah’ın yüzde yüz başarı beklentisi yok. Allah mümin kulunun birinci olmasını istemiyor. Allah kullarının potansiyellerini kullanmalarını istiyor. Çünkü potansiyellerini kullandığında mümin kendini çok iyi hissedecek. Kenarda depresif kalmayacak. Allah Teala ele geçirilen başarıyı değil müminlerin kendini zorlamasını görmek istiyor. Hudeybiye’de o kadar sıkıntı çektiler ve hac yapamadan geri döndüler. Musa as yıllarca Filistin’e ulaşmaya çalıştı tam vardıklarında Azrail as geldi ve ömrün bitti dedi. Davud as yanlış bir hüküm verdi ve Allahtan af diledi... başarı yüzde yüz elde edilemez. Bu mümkün değil. Biz beşeriz, makine değiliz. Allah yüzde yüz başarı istese meleklerini gönderir ve ayetlerini okuturdu. İstese bunu yapar. O kun fe yekûndur. Allah bizden başarı görmek istemiyor.
Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir. (Necm 40) Kul koşuşturmaya başladığında, harekete geçtiğinde karşılığını görmeye başlayacak. İslam eylem dinidir. İslam, teslim olmak bedensel bir eylemdir. Bunun meyvelerini ahirette toplayacak demedi, yakında görecek dedi. Bu eforun ilk karşılığını duygusal anlamda iyi hissederek alacak. Say ettiğinde kula verilecek ilk şey, duygu dengesi. Arkasından zengin de edecek başka potansiyeller, kabiliyetler verecek kula sonra bunlardan da tatmin hissettirecek.
İnsan yürümeye başladığında beden seratonin hormonunu 22. Dakikada salgılamaya başlıyor. Seratonun mutlu hissettirir, hayattan keyif almayı sağlayan hormon. Bu hormon salgılanmadığında en imanlı kişi bile intiharı düşünebilir. Kul efor gösterdiğinde ilk olarak duygu düzenlemesi gelecek, sonra daha farklı potansiyelleri ortaya çıkacak ve sonunda tatmin olacak. Allah bizi gayret eden çabalayan ve çabalamak için güç toplayan müminlerden etsin.
İnsanların yaşamda pek çok hedefi vardır. Ve herkesin yaşamdan istediği ilk şey mutlu olmaktır. Kimisi kabul görmek, onay almak, ait hissetmek ister. Bazısı ünlü olmak ister popüler olmak ister dikkat çekmek, ilgi görmek ister. Bazı insanlar prestij sahibi olmak isterler. Kendilerini nesnelerle değerli olmak isterler. Bazıları para ister. Çok zengin olmak ister. Bazıları mükemmel, en iyi olmayı isterler. Herkes yaşamda bir şeyin peşinde koşuyor.
Peki biz neyin peşinden koşacağız?
Allah diyor ki sadece koş! Koşuştur. Hedeflerini güzel ayarla. Cennet için Allah’ın rızası için koşuştur. Bu dünya hedefleriyle kendini kısıtlama. Bu dünyanın hedefleri peşinden koşmak potansiyellerini küçük düşürebilir. Sen koşuşturmanın peşinde koş, belki de geri kalanı da peşinden gelir. Bu dünyanın sığ hedefleri senin potansiyellerini kısıtlayacak. Sen ahiret için koşarken Allah sana dünyayı da verebilir. Nuh as 950 sene yaşadı ve sürekli koşuşturdu, sürekli say yaptı. Ve sadece 80 küsür kişi ona iman etti. 12 seneye bir kişi düşüyor. 12 sene! İnsan için gayreti vardır. Ve bu gayretin karşılığını da elbette ahirette alıyor olacağız. Sonuçlarla sadece insanlar uğraşır. Başarı hedefiniz olmasın. İnsanların başarı kavramı insana kendini berbat hissettirebilir. Toplumun kriterlerini karşılayamadığında kişi kendini yenilmiş hissedebiliyor.
KAYNAKÇA: Dergipark
Psikolog Reyhan Özyağlı
2020 Tefsir Okumaları Dersi