Reddetmek de Değişim’e Dâhildir
Kıymetli okuyucu;
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir derler. Bir nehirde ikinci kez abdest almak istediğinizde nehir aynı nehir, mekân aynı mekândır ama kullandığınız su ilkinin aynı değildir, değişmiştir. Aldığınız ilk abdestin üzerinden ne sular akmıştır. Aldığı abdestle kılacağı namaz sayesinde insan da secdeleri vesile edinerek hep bir derece ileri gitmenin gayretindedir. Kul böylece Allah katındaki makamının değişmesinin murad eder.
Adına değişim denilen ve vazgeçilmez bir özelliğe sahip olan bu realite ‘olumlu’ ve ‘olumsuz’ manada olmak üzere iki türlüdür. Merhum Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü adlı şiirinde geçen “Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir” mısrası bu iki yönlü olma durumuna örnek olarak verilebilir.
İki özellikli bu değişim karşısında insan hangi oluktan besleneceğini, hangisini reddedip hangisini kabul edeceğini kendi iradesiyle belirleyebilir. Çoktan seçmeli şıklar karşısında bunlardan birini işaretleme hakkı insana verilmiştir. Kodladığımız cevaplar nasıl sınavdan sonra doğru ya da yanlış cevap olarak puanlamamıza etki ediyorsa istifade etmek maksadıyla seçtiğimiz oluk yani
değişimin aracı da hayat kitabımız sevap ve günah şeklinde puanlanırken tam karşımıza çıkacak.
Hesap görücü olarak kullarına yeten Allah karşısında insan mesul olandır. Kendisine sual edilecek olandır. Suallere cevap vermesi istendiğinde dili yerine azaları konuşacak olandır. Hesap manzarası karşısında insan halden hale girecek, yüz hatları ve ruh hali hiç istemediği
kadar değişim’e uğrayacaktır. Yeryüzüne gönderiliş maksadı uğrunda bir hayat yaşamayanların durumu bu şekildedir. Dünyaya geldikten sonra yaşı ilerledikçe her dönemde Allah’ın razı olduğu çizgide devam edenler er ya da geç dünyalarını değiştirecektir ama dünya görüşlerini
değiştirmeyecektir.
Allah rızasını gözeterek yaşadıkları dünya hayatında ideolocya örgülerinin çözülmemesinin mükâfatını elbette alacaklardır. Akıl baliğ olduktan sonra yaptıkları tercihlerle olumlu olan değişime adım adım ilerleyen ve Allah katında samimiyetleri ile yükselenler makbul değişimin
taraftarı olarak ödüllendirilecektir. Allah, adaleti gereği menfi yani kendisinin razı olmadığı değişimin taraftarlığını, bayraktarlığını, sözcülüğünü, liderliğini, kâtipliğini, şahitliğini, taşıyıcılığını yapanları çetin bir günde elim bir azaba uğratacaktır.
Merhum Zeki Soyak hocamızın Ölçüler Dengeler adlı eserinde vurguladığı üzere “İman red ve kabulden ibarettir.” İnsanoğlu yaşarken de öldükten sonra da dünyayı adımlarken yaptığı tercihlerin bir sonucu olan gelişmeleri yaşar. Sadece kabul etmek değil, reddetmek de bir irade meselesidir. Erkek olsun kadın olsun insan, sadece kabul ettiklerinin değil, reddettiklerinin de hesabını verecektir. Reddettiklerimizden de hesaba çekilecek olmamız, kabullerimizin sonucuna katlanacağımız gerçeği karşısında genellikle hatıra gelmeyen bir durumdur. Bu yüzden hesap işinin red ve kabul olmak üzere her iki gelişmeyi de kapsadığı sıkça vurgulanmalıdır. Böylece insanın uğradığı değişimde inkâr ve reddettikleri de egemendir. Kabul ve retlerimizle yaşadığımız, düzenlediğimiz, süslediğimiz kısaca ‘değiştirdiğimiz’ dünya hayatı yine kabul ve retlerimizle bize bir ‘yarın’ bir ikinci dünya yani ahiret yurdu hazırlayacaktır.
‘Değişim’ konusunu işlediğimiz kapak dosyamızda Konya Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, yazılarını beğeniyle okuduğumuz Yrd. Doç. Dr. Adem Ergül, İlkadım mektebinde yazarlık çalışmalarını
devam ettiren Hacı Bayram ve Nuri Ercan gibi güzide isimler var. Her biri bir emek mahsulü olan yazılarımızın kıymetini bilip azami derecede istifade edebilme titizliğiyle dosyamızı incelemenizi istirham ediyoruz. Biliyoruz ki ve bildiriyoruz ki “Yazana zahmet vermeyen bir yazı
okuyana da zevk vermez.”
Dergimizin, kapak ve köşe yazılarımızın ilahi yönde arzu edilen değişimlere vesile olmasını ümit ve niyaz ederiz. Kim ne yaparsa yapsın ortada bir başarı varsa bilinmelidir ki bu kullardan değil, Allah’tandır.
Size, bize, hepimize şah damarımızdan daha yakın olana, değişmeyen ama sürekli değiştirme halinde olana emanet olun.
“Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım, kalplerimizi taatine çevir.” (Müslim)
“Ey kalpleri halden hale evirip çeviren Allah’ım, kalbimi dininin üzerinde sabit kıl.” (Tirmizî)