​​​​​​​MUHAFIZ,  ŞAH&SULTAN

Kıymetli okuyucularımız. Bu ay sizlerle iki roman tanıyacağız. İskender PALA’nın Şah&Sultan’ı ile Selman KAYABAŞI’nın Muhafız’ı. İkisisin de özelliği tarihi roman özelliğine sahip olmaları. Fakat kitapları okumaya başladığımızda içerisindeki olayların yaşandığı izlenimi daha ağır basıyor.

Şah&Sultan 2010 yılında çıktı. İskender PALA Hocamız diğer eserlerine geniş hacimli bir de roman ekledi. Edebiyatçı özelliğini her bölümün başına yerleştirdiği beyitlerle eserine nakşetmiş. Romanı okurken şöyle teknik bir özellik dikkatinizi çekiyor: Zaman yaşanan zamandan geçmişe doğru. Yani kronolojik zaman değil. Sonuç önce veriliyor, gelişme ve girişe doğru gidiliyor. Eserimiz isminden de anlaşılacağı üzere Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arsındaki mücadeleyi konu ediniyor. Kitabı okurken aslında Alevilik ile ilgili de bilgileniyoruz. Bazı yanlış bilgilerimizi tashih ediyoruz. Bazen Şah’ın hayatına misafir oluyoruz bazen de Sultan’ın hayatına. İkisini de mukayese edebiliyoruz. İkisini de beraber büyütüyoruz. Sultan’ı okudukça gururlanıyor, Şah’ı okudukça sinirleniyoruz. Sultan’ın Çaldıran Seferi’ne katılıyoruz, askerle birlikte o koca topları sırtımızda hissediyoruz. Şah ve ordusunu yeniyoruz ama nedense tam bir sevinç yaşayamıyoruz. Merhamet damarlarımız kabarıyor. Şah’ın da askerlerinin de Müslümanlığı aklımıza geliyor. Sultan’la birlikte hastalanıyor, 2. Bayezid’in duasını hatırlıyoruz. Kitabın başında başlayan aşkı Taçlı’nın mezarında sonlandırıyoruz Kanber Can’la birlikte. (Kısaca okunmasını tavsiye edeceğimiz bir eser.)

İskender PALA Hocamızın nice güzel eserlerinde buluşmak duasıyla kendisine “kalemine kuvvet” diye dua ediyoruz. (Kapı Yayınları)

İkinci olarak şahsen çok istifade ettiğim bir eser olan Selman KAYABAŞI’nın Muhafız isimli eseridir. Osmanlının son dönemi, Cumhuriyetin kuruluş yılları, günümüze ait önemli bazı bilgiler roman tarzında bizlere sunuluyor. Mesela Atatürk’ün Anadolu’ya nasıl gönderildiğini, Vahdettin’in ülkesini niçin terk ettiğini ülkeyi yöneten diye gördüğümüz ekibin arkasında gizli bir yönetimin olduğunu bu yönetimin kurduğumuz ilk devletlerden itibaren varlığını devam ettirdiğini, Muhsin Yazıcıoğlu’nun asıl görevinin ne olduğunu, ASELSAN’da neler olduğunu ve öldürülen mühendislerin niçin öldürüldüğünü, Çemberlitaş’ın sırrını, Kanuni’nin kılıcının önemini ve daha birçok gözümüzden kaçan bilgiyi romanı okurken kavrıyoruz.  Romanı okurken dipnotlar daha da bir dikkatimizi çekiyor. Çünkü dipnotlar gerçek bilgilerden oluşuyor. Kitabı okuyup bitirdiğimizde Türkiye’de olan olayları daha bir dikkatle takip edip arka planını kavramaya çalışıyoruz. Bu türden eserlere ilgisi olanlara tavsiye edilir.

Timaş Yayınları