Haziran 2015 Cemil USTA A- A+
A- A+

İslam Kardeşliği

Kardeşlik olan yerde şefkat ve merhamet vardır. Bir kul kendi şahsı için arzuladığı şeyleri mü’min kardeşleri için de arzulamazsa imanı kemale ermiş sayılmaz. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Mü’minler ancak kardeştirler. Onun için (herhangi bir anlaşmazlıkta) kardeşlerinizin arasını düzeltiniz ve Allah’tan korkunuz ki rahmete nail olasınız.” (Hucurat, 10)

Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de tam iman etmiş olmazsınız. Size bir şey söyleyeyim ki onu yaptığınız takdirde birbirinizi seversiniz. Aranızda selamı yayınız.” (Müslim)
Bir kudsi hadiste ise Rabbimizin şöyle buyurduğu bildiriliyor:

“Benim rızam için birbirini sevenlere, Benim için birbirlerine ikramda bulunanlara Benim için birbirlerine samimiyetle itimat edip dost olanlara, akraba ve dostlarıyla irtibatını kesmeyenlere ve Benim için ziyaretleşenlere Benim de muhabbetim tahakkuk etmiştir.” (Müsned)

İslam, mü’min gönüllerin affedici ve kabahat örtücü olmalarını hatta birbirlerine dua etmelerini teşvik etmiştir. Nitekim Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:

“Birbirinizi çekememezlik gibi kötü huylara kapılmayınız. Öfke ve hıncınızı birbirinizden çıkarmaya kalkmayınız. Birbirinizin ayıplarını araştırmayınız. Başkalarının konuştuklarına kulak kesilmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz.” (Müslim)

Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Ashab-ı Kiram arasında kıyamete kadar gelecek mü’minlere ışık tutan örnek bir kardeşlik tesis etmiştir.

Nitekim Mekke’den Medine’ye hicret eden Muhacirlerle Ensar arasında gerçekleştirilen bu kardeşlik tarihin bir benzerine daha şahit olmadığı eşsiz bir tablodur. Öyle ki Ensar-ı Kiram adeta mal beyanında bulunarak bütün varlıklarını ortaya koyup Muhacir kardeşleriyle eşit olarak bölüşmeyi göze alabilmişlerdir. Buna mukabil gönülleri birer kanaat hazinesi haline gelen o Muhacirler de istiğna göstererek “Malın ve mülkün sana mübarek olsun kardeşim. Sen bana çarşının yolunu göster yeter.” diyebilme olgunluğunu sergilemişlerdir. İşte onların bu kardeşliği Allah Teâlâ tarafından takdir edilmiş ve ebedi bir mesaj olarak Kur’an-ı Kerim’de yer alma şerefine nail olmuşlardır.

“Muhacirlerden önce (Medine’yi) yurt edinen ve imana sarılan kimseler (Ensar) kendilerine hicret edenleri severler. Onlara verilen şeylerden ötürü gönüllerinde bir sıkıntı ve rahatsızlık duymazlar. İhtiyaç içinde kıvransalar dahi mü’min kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederler.” (Haşr, 9)

Hazret-i Peygamber aleyhisselam Ashab-ı Kirama hitaben:

“Bugün bir yetim başı okşadınız mı? Hasta ziyaretinde ve cenaze teşyiinde bulundunuz mu?” diye sorardı.

Efendimiz aleyhisselat-ü vesselam bu sualleriyle bir mü’minin sırf ferdi muhtevada kalmayıp ictimaileşmesinin önemine işaret buyurmaktadır.

Netice olarak bugün biz mü’minlerin İslam kardeşliğini Kur’an ve Sünnet bütünlüğü içerisinde yaşamaya şiddetle ihtiyacımız var…

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr