Ocak 2006 Editör A- A+
A- A+

İlkadımdan

Kıymetli okuyucu,

Her zaman tekrar edilen ve muhkem bir kazıyye gibi sunulan bir cümle vardır: “Aletler insan hayatını kolaylaştırmak için icat edilmektedir.” Teknolojik gelişmelerin insan hayatını kolaylaştırdığı dolayısıyla daha güzel hale getirdiği genel kabul görmektedir.

Bu kabullerin altında insanın araçlara, aletlere hâkim olduğu, onları istediği gibi kullandığı ön kabulü de vardır. Ama hakikatte durum bu merkezde midir? Acaba insanlar mutlak mânâda araçlarına hükmediyorlar mı? Yoksa araçlar çok kere insana mı hükmediyorlar?

Teknolojinin gelişmesi ile geliştirilen aletler maalesef çok kere hayatımızda belirleyici bir yere sahip oluyorlar. Mesela, yatma, kalkma saatlerimizi, konuşma konularımızı, komşuluk ilişkilerimizi, hayata bakışımızı, kurduğumuz cümleleri nelerin belirlediğini veya etkilediğini düşünürsek birinci sırayı çok kere aletlerin aldığını göreceğiz.

Sözü televizyona getirmek istiyoruz. “Magic box” İngilizce, televizyona takılan lakap. Türkçeye “sihirli kutu” veya “büyülü kutu” diye tercüme edebiliriz.

Hayatımızdaki yerine, üzerimizdeki etkisine, toplumu yönlendirmesine baktığımızda televizyona bu ismin verilmesi hiç de yersiz değildir. Hani Babil’de insanlar, Harut ile Marut’tan, “karı ile kocanın arasını açacak, insanları ifsat edecek sihiri” öğreniyorlardı ya… Şimdi bu sihri bizzat tv’ler yapıyor. Bir program sonrası insanlar birbirini kurşunluyor, kadın kocasından, erkek hanımından ayrılıyor, çocuklar evinden kopuyor, toplumda ahlaksızlık alıp başını gidiyor. Bunlara neden olan temel sebebi araştırdığınızda karşınıza televizyon çıkıyor.

Artık tv toplumu yönlendirmek ve yönetmek için çok elverişli bir aygıt haline gelmiştir. Bu sebeple her güç sahibi en az bir televizyona sahip olmak veya hükmetmek istiyor. Çünkü artık devletlerde üç temel kuvvet olan, “yürütme, yasama, yargı”nın yanına dördüncü kuvvet olarak medya çoktan eklenmiş durumda. Hatta medyanın diğerlerini yönlendirme(büyüleme) imkânından dolayı pek çok iletişimci medyayı birinci kuvvet olarak kabul etmektedir. Medya her ne kadar yazılı, sesli, görüntülü tüm iletişim yollarını içine alan bir terim olsa da bunların en etkilisi ve en yaygını hiç tartışmasız televizyondur.

Bu sebeple biz bu sayımızda televizyona, televizyonun zararlarına dikkat çekelim istedik. Çok kere tv veya medyanın diğer unsurları o kadar tabii görülüyor ki, insanlar bunların sanki yemek içmek gibi tabii ve zaruri şeyler olduklarını düşünüyorlar. Bu sebeple hiç sorgulamaya da tabi tutmuyorlar. Hâlbuki özellikle televizyonun hem fiziksel hem de ruhsal olarak, başta küçük çocuklar olmak üzere, insanlara pek çok zarar verdiği tesbit edilmiştir. Biz “televizyonun yararı mı daha çok, zararı mı? Televizyon bizatihi kötü bir alettir, hayır, nötr bir alettir iyi ile doldurursan iyi kötü ile doldurursan kötü olur.” tartışmalarına girmeden vakıayı dikkate alarak var olanı tesbit edip zararlara dikkat çektik ve bir kısım çözüm tekliflerinde bulunduk. İnşallah faydalı olur.

Tüm okuyucularımızın medyaya ve televizyona karşı daha dikkatli olması nı temenni ediyoruz.

Selam ve dua ile…

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr