İlkadımdan
Kıymetli okuyucu!
Toplumun en küçük yapı taşı ailedir. Allah Teâlâ “Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan da onun eşini, ikisinden birçok erkekler ve kadınları yaratan Rabbinize karşı gelmekten sakınınız.” buyurmaktadır. (Rum, 30) İnsan toplumunun en küçük yapı taşını oluşturan aile, ilahi bir özellik gösterir, lahutidir. Her insan balığın suda vücut bulması gibi aile içerisinde doğar, büyür ve gelişir. Huzur bulur ve kurtuluşa ulaşır. Yine Cenab-ı Hakk’ın ayetlerinden bir diğerinde de: “Kendi cinsinizden sizi cezbeden işler yaratması, aranıza sevgi, ve şefkat yerleştirilmesidir. Bunda sizler için, iyice düşünen bir toplum için mesajlar vardır.” beyan etmektedir. (Rum, 21) Bunun için insan hayatı aile üzerine dayalıdır. Orada bulur sevgiyi, şefkati, dayanışmayı ve birlikteliği… İslam fıkhının sünnet kavramıyla ortaya koyduğu evlilik, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem tarafından ortaya konmuş bir fıtrat tavrıdır. Evlilik, anlamsız bir fantezi veya imtiyaz değil, en tabii ihtiyaç ve meşru bir haktır.
Tabii arzuların, içgüdülerin meşru bir şekilde giderilmesinde, soyu-sopu belli nesillerin yetiştirilmesinde, sefahat ve düşkünlük hayatına karşı koyuşta, sevgi, saygı, şefkat ve fedakârlık gibi duyguların, güzel ahlak gibi olgunlukların, edebin kazanılmasında yegâne kale, sığınak ailedir.
Günümüzde aile düzenine karşı çetin saldırılar, temelinden sarsacak tehlikeler üretilmektedir. Bir taraftan şehvet tacirleri kadını bir zevk aleti gibi kullanmakta, kitle iletişim araçları da aile hayatının mahvını hazırlayacak bir hayat tarzı oluşturmaya soyunmuş bulunmaktadır. Dizilerde gayrimeşru ilişkiler boy boy sergilenmekte, aile hayatının temeline dinamit konmaya çalışılmaktadır. Bu nedenlerle aile hayatı büyük bir çöküntünün içerisine çökmektedir. Huzursuz ve ortamı yok olmuş, dağılmış aileler suç işlemeyi körüklemektedir. Nitekim huzurlu ailelerin çocuklarına oranla dağılmış sevgi ve saygının ortadan kalktığı ailelerde daha çok suç işlenmektedir. Huzursuz aile ortamında yetişen her 100 çocuktan %78’i huzurlu bir ortamda yetişen her yüz çocuktan %4’ünün suç işlediği tesbit edilmiştir.
- 500 suçlu çocuğun %56.3’ü evliliğin ilk altı yılında bozulan ailelerden gelmektedir.
- 444 çocuktan suçluların %40’ı ilk beş yaş içerisinde anne yahut baba şefkatinden mahrum olanlardır.
- 316 çocuktan suç işleyen %98’ini baba desteği olmayanlar oluşturmaktadır.
- Suçlu çocukların sadece %11’ini anne ve baba şefkati görenler oluşturmaktadır.
Bu oranlar göstermektedir ki aile hayatı büyük bir çöküntü içerisindedir. Allah Teâlâ’nın şu ayetini -sadece dünyamızı değil ukbamızı da kurtarmak için- hatırlamakta ve gereğini yapmakta hayati yarar vardır. “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz.” (Tahrim, 6) Allah’ın yardımı üzerimize olsun.
Yard. Doç. Dr. İlhami NALÇACIOĞLU