İlkadım'dan (Sayı: 341)
En Güzel Akıbet Muttakilerindir
Kıymetli okuyucu;
Türkiye’nin geleceği için İslam’ı ve İslami çalışmaları bir tehlike ve tehdit olarak göstermeye çalışan art niyetli tavırlar karşısında İLKADIM DERGİSİ olarak Türkiye’nin geleceği için asıl tehlikenin “İslam’dan uzaklaşmak, İslamsızlaşmak” olduğunu ilan ediyoruz.
“Sırat-ı müstakim üzere olmak kaydıyla; Dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlarıyla Türkiye bir tehlike değil; limandır.” fikrindeyiz. Aralık sayımızda kapak dosyasında yer alan yazılar da bu çerçevede hazırlandı.
Yrd. Doç. Dr. Adem Çatak “Niyet, Eylem, Ahlak” başlıklı az ama öz yazısında “niyette istikamet” bahsini 24 madde ve iki örnekle ele aldı. Bu maddelerin ilki şöyle; “Ne yaptığınız önemlidir. Niçin yaptığınız ise ondan da mühimdir.”
İsmail Uçar “itikatta istikamet sahibi olmak” bahsini “Din Bir İhtiyaçtır, İman En Büyük Nimettir, Başımıza Gelen Musibetlerin Sebebi, Kimseye Şirin Görünmek Zorunda Değiliz” gibi alt başlıklarla işledi.
Mustafa Yasir Demirkol kapak dosyamızdaki yazarlar arasında en genç isim. Kendisi bizim için “bunlar da paralel, bunlar da paralel yetiştiriyor…” gibi ithamlarla laik mahallelerin baskısına uğrayan İslami cemaat ve çalışmaların niçin olmazsa olmaz olduklarını anlattı.
Geçtiğimiz aydaki sayımız için merhum Ahmed İslamoğlu hocamızın iki talebesiyle Ahmed hocamız hakkında röportaj yaparak bizimle paylaşan Ömer Faruk Özcan bu ay kapak dosyasında yer aldı ve “insani ilişkilerde istikamet sahibi olmak” konusunu hazırladı. İnsani ilişkilerin olmazsa olmazları olan sevgi, selamlaşma, misafirlik, yardımlaşma, cemaatle namaz ve cami alışkanlığı, dualaşma gibi özellikleri ayrı ayrı paragraflarda sıraladı. Yazısında en çok dikkat çeken alt başlık ise “insani ilişkilerde kamusal alan”. Burada şoför, esnaf ve piknik severler gibi kamunun farklı kesimlerine rica içerikli çağrılar var.
Salih Zengin yazı hazırlarken gerekli araştırmaları yapmaktan, yaptığı çalışmalara emek vermekten kaçınmayan bir isim. Samuel Johnson’un ifadesiyle yazana zahmet vermeyen bir yazının okuyana da zevk vermeyeceğinin farkında. Kendisi Diyanet yayınlarından, merhum Zeki Soyak hocamızdan ve Osman Nuri Topbaş üstaddan istifade ederek “ahlakta istikamet” konusunu yazdı. “Kur’an Ahlakına Bürünmek” ve “Peygamber Ahlakını Örnek Almak” kullandığı iki alt başlık.
Peygamber Efendimiz aleyhisselam’dan öğrendiğimize göre “güzel ahlak” mizanda en ağır basacak olan özelliğimiz. Bu yüzden güzel ahlak bizim için bu kadar hayati ve vazgeçilmez bir noktada duruyor. Zira Rabbimiz olan Allah Teâlâ da biz mü’min kullarını şöyle müjdeliyor; “… En güzel akıbet muttakilerindir.” (Kasas, 83)
Köşe yazarlarımızdan İbrahim Çiftçi, Şeb-i Arus ayındaki yazısında Mevlana’yı tanıma, anlama, yaşama gayretimizi gündeme getirdi. “Bu işin Lam’ı Cim’i Kalmamıştır” diyen Hamdi Öz kendine özgü bir üslupla ülke bayraklarını taşıdıkları renk, hikâye ve mesajlarla kaleme aldı. M. Selçuk Özdoğan kitaplığımıza layık bir eser olan kültür tarihçimiz Dursun Gürlek’in Tebessüm ve Tefekkür eserini inceledi.
“Cihad Dersleri” köşesinin sahibi Prof. Dr. Mustafa Ağırman hocamız üniversiteler açılınca yerleşkedeki camide kılınan ilk Cuma namazında öğrenciler için hazırlayıp sunduğu vaazı bizlerle paylaştı. Okuyun bakalım, okulda böyle bir vaazı hiç dinlediniz mi? Nuri Ercan rahatlıkla okunabilen yazılar hazırlayan bir isim. Bu ay köşesinde “Kalkınmanın Götürdükleri”ni yorumladı. Büyükler için kalkınma masalları yazanları yazdı da diyebiliriz.