İlkadım'dan (Sayı: 336)

İddia İspat Gerektirir

Kıymetli okuyucu…

Mağfirete ulaşma çabamız her mevsimi kuşatarak kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Temmuz 2016 tarihli 336. sayımız da nasıl bir gayrette olduğumuz iddiasının ispatı olarak hazırlandı. İstifadenize sunduğumuz son sayımızda Peygamber efendimiz aleyhisselam’dan öğrendiğimiz dualarla Allah’a sığınıyor ve dayanıyoruz; “Allah’ım; ürpermeyen kalpten, yaşarmayan gözden, kabul olunmayan duadan, faydasız ilimden ve yükseltmeyen amelden sana sığınıyorum.”

Bu minvalde hazırladığımız kapak dosyası çalışmalarından biri olan Hacı Bayram’ın “Kalp Hislenmeyince Göz Yaşarmıyor” başlıklı yazısı bizlere hadis-i şerifte geçen “ürpermeyen kalpten ve yaşarmayan gözden Allah’a sığınmak” bölümünü anlatıyor. Hacı Bayram, “Dinin temel gayesi Allah’a kul olduğunun idrak ve şuurunda insan yetiştirmektir.” derken idrak ve şuur gibi güzelim iki anahtar kelimeyi gündeme alarak yazısına başlıyor. Ardından lafı, bizi halden hale koyan vücudumuzdaki o malum et parçasına getirip kalıbımız kadar değil, kalbimiz kadar var olduğumuzu hatırlatıyor.

Bir diğer kapak yazarımız Mustafa Sefa Çakır, “Hangi Dua?” başlığıyla “kabul olunmayan duadan Allah’a sığınırım” konusunu okuyucuya takdim ediyor. Yazısında gündeme getirdiği ara başlıklarda şunlar var; “önce ihlâs, dua ve amel, helal-haramdan ne haber, duamız davetimiz, acelecilik.” Bu alt başlıkların her biri, duaların kabul olup olmama durumu ve bu durumun sebeplerine dair açıklamalardan oluşuyor.

Kapak dosyamızdaki üçüncü yazı ise İlkadım’da ilk kez yer alan Osman Okan Gül’e ait. Temmuz sayımızın en dikkat çekici ve yazıyı okutturacak cinsten olan başlığı bu yazıda: “Amelleri Mış Gibi Yapmak mı, Mis Gibi Yapmak mı?” Taze yazarımız “yükseltmeyen amelden Allah sığınmak” bahsini işliyor. Yazı, “Hiçbir kimsenin tatlı sözünü beğenme, / O söylediklerini yaptıklarıyla süslemediği sürece…” mısralarıyla başlıyor.

Yaz mevsiminin ikinci ayındayız. Kur’an Kursları açıldı. Dernek ve vakıfların yaz mektepleri başladı, başlayacak. Yaz ayları mukabele ve kurslar vesilesiyle Kur’an’ın 7’den 70’e en çok okunduğu mevsim olsa gerek. Bu sebeple Zeki Soyak hocamızın Enderûn Mektebi yazısını kurs ve mektep gündemiyle meşgul olan, rahlesinde pırıl pırıl çocuklara, gençlere dersler okutan herkesin istifadesine sunuyoruz.

Selim Armağan “İzleri Silmeyin” yazısında “Tarihi kalıntılar birer kıssa yani birer “iz”dir. Bu izleri silmek ya da görülmez etmek aslında bizi insanlık tarihinden uzaklaştırır.” diyerek Kur’an kıssalarının önemi ve ne manaya geldikleri, onlardan nasıl istifade edilebileceği konusunda mühim açıklamalarda bulunuyor.

Prof. Dr. Mustafa Ağırman, Cihâd Dersleri köşesine “Kâdisiye Savaşı” ile devam ediyor. İlkadım Kitaplığı’nda Mustafa Sabri Efendi’nin Hilafetin İlgasının Arka Planı adlı eseri var. Kitap, yakın tarihimizi deşifre eden eserlerden biri olduğu için önemli.

İbrahim Çiftçi ise “İlgililere Camiler Hakkında Bazı Teklifler” sunuyor. “Dolmayan camiler yerine mescitler yapmalıyız.” fikri bunlardan biri. “Ne Haber?” köşesinin Sözlük bölümünde birbirinden manalı on cümle; Ajanda bölümünde gündeme dair on bir madde var. Haberlerde ise “Siyasal İslam’ı Bırakıp Demokratik İslam’a Geçiyoruz” diyen Raşid Gannuşi ile birlikte iki haber daha var.

‘İstendiği takdirde’ istifade edilebilecek bir sayı hazırladığımızı düşünüyoruz. Keyifli okumalar dileriz.