Ağustos 2015 Editör A- A+
A- A+

İlkadım'dan (Sayı: 325)

Kıymetli okuyucu,

Rabbimiz Teâlâ Şuara Suresi'nin 88 ve 89. ayetlerinde:

"O gün (mahşer günü) ne mal, ne evlat fayda verir. Ancak o günde, Allah'a kalb-i selimle gelenler (kurtuluşa erer.)" buyurmaktadır.

Kalb-i selîm, ucub, kibir, haset, mal ve makam sevgisi, riyâ ve benzeri kötü ahlaktan temizlenmiş ve ahlâk-ı Muhammedî ile ziynetlenmiş, imanın tadını alıp itminana ermiş kalp demektir.

Allah'tan korkmayan, muhabbet ve merhametten mahrum olan, halis niyet taşımayan bir kalp, kalb-i selim olamaz, şeytan ve nefsin tasallutundan kurtulamaz.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şu dört şeyden Allah'a sığınmıştır:

"Korkmayan kalpten,
İşitilmeyen duadan,
Doymayan nefisten,
Menfaat vermeyen ilimden” (Tirmizî)

Ehli hikmet 3 çeşit kalp olduğundan bahseder:

1- Ölü kalp; kâfir ve münafıkların kalbi,
2- Hasta kalp; günah-ı kebâir işleyenlerin, azgınlık yapan, tuğyan edenlerin kalbi,
3- Diri kalp; muttakîlerin, takvaya erenlerin, sâlih ve sadıkların kalbi.

Ayrıca hükemâ, kalbin kötülüğünün alâmetleri hakkında şöyle demektedir:

1- Allah Teâlâ’ya taatten zevk almamak.
2- Günaha düşmekten korkmamak,
3- Başkasının ölümünden ibret almayıp, aksine her gün dünyaya daha çok bağlanmak.

Kalp nazargâh-ı ilâhîdir. Onu her türlü çirkinliklerden kötülüklerden temizlemedikçe, ilâhî nazara teşne olmaz, diğer âzâlarımız da selâmete eremez.

Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"Allah Teâlâ sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Lâkin kalplerinize ve amellerinize bakar." (Müslim) buyuruyor.

Vücudun bütün âzâları kalbe göre hareket eder. Ona tabî olur.

Kalp bozulursa, gözün bakışları hainleşir. Hakka kapalıdır, görmez. Bâtıla açıktır hep o tarafa kayar.

Dil yalan, gıybet, dedikodu, iftira ve benzeri kötülüklerin mekânı olur. Hakkı konuşmaktan, zâlime karşı tavır almaktan nasibi yoktur. Konuşurken batıla dalıp gider, malâyâniyi sever.

Kulak, çirkin lakırdılardan, lüzumsuz ve gereksiz konuşmaları, lehviyyâtı dinlemekten zevk alır. Doğru sözleri, hak kelâmı işitmekten, dinlemekten sıkılır.

Eller, hayırlı işler yapmaktan, ayaklar Allah yolunda tozlanmaktan hiç mi hiç hoşlanmaz.

Amma kalp, kalb-i selim olur ve nazargâh-ı ilâhiye teşne yapılır, her türlü kötülüklerden arıtılırsa, işte o zaman vücudun bütün âzâları yaratılışlarına uygun şekilde iş görür, değil haramlardan, şüpheli şeylerden de sakınmaya başlar.

Böyle bir kalbe sahip olan kişi hayırlı kişidir. Allah Teâlâ'nın sevdiği kişidir.

Böyle bir hayra eren, Allah Teâlâ'nın hayır murat ettiği bir kul olan kişi artık Allah Teâlâ'nın vaat ettiği cennete selametle girer ve ebedî saadete nail olur.

Bu mevzûda Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin şu hadis-i şerifini hatırlamak yerinde olur:

"Vücutta bir et parçası vardır, o düzelirse vücut da düzelir. O bozulursa vücut da bozulur. Dikkat edin o, kalptir."

Kalbi Selâmette Kılmanın Yolları şunlardır:

1- Kur'an Tilâveti,

2- Zikir,

3-Tefekkür-ü Mevt,

4-Ulemâ, Sulehâ Meclislerine Devam Etmek ve

5- Korku-Ümid Arasında Olmaktır.  (Zeki Soyak, Ölçüler Dengeler)

İlkadım ailesi olarak bu sayımızda, dış dünyamızda gelişen hadiseler sebebiyle kalplerimizin kasvetle dolduğu/doldurulduğu şu günlerde içimize yönelerek kalb-i selimin önemine, kalb-i selime ihtiyacımıza ve kalb-i selim sahibi olmanın yollarına dikkat çekmek istedik. 

"İşte size vaat edilen bu cennet ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman'dan korkan ve ALLAH'A YÖNELMİŞ BİR KALB ile gelen kimselere mahsustur." (Kaf, 32-33)
Selam, dua ve dua beklentisi ile.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr