İLKADIM'DAN- Müslüman Şahsiyetlidir

Kıymetli Okuyucu,

İlkadım dergimiz yılın son sayısı ile karşınızda.

Bu kez 437 dedikten sonra bir sonraki sayımızla inşallah bir yandan 438 derken bir yandan da yeni yılın ilk sayısını gözlerinizin önünü bırakmış olacağız.

Yılların ay, ayların hafta, haftaların gün, günlerin saat gibi geçtiği bir zaman diliminde Müslümanca yaşamaya çalışıyoruz.

Vakitlerin göz açıp kapayıncaya kadar hızlı geçtiği bir ortamda Allah’tan temennimiz, bize birer nimet ve fırsat olarak verdiği şu dünya günlerini, dünya ve ahiret saadetimiz için lehimize olacak şekilde geçirebilmek.

Malumunuz, dünya ahiretin tarlası konumunda. Dünyada ektiğimiz ne varsa onu biçeceğimiz bir ahiret hayatı bekliyor bizi.

İman, salih amel ve sabır ekenler, Allah’ın izniyle hak ettiklerini alacak.

İnkar, isyan, ihmal, boş vermişlik gibi saymakla bitmez daha nice günahları ekenler de neye müstahak ise onunla buluşacak.

İlkadım dergimizin, dünya tarlasına atılan salih amel tohumlarından biri olduğuna inanıyor, her sayımızı bu niyetle hazırlamaya çalışıyoruz.

Her ay bu düşünceyle yayınladığımız dergimizde bu ay ki dosyamızın konusunu “şahsiyetli bir Müslümanda olması gerekenler” şeklinde belirledik.

Kapak yazılarımızı şöyle takdim edebiliriz:

Mustafa Yayla, imanı ihlasa çıkarma mücadelesi olarak da tarif edebileceğimiz “takva” hakkında yazdı.

Mustafa Yasir Demirkol’un yazı konusunu ise “ilme önem vermek” olarak açıklayabiliriz.

İbrahim Çiftçi, ehliyle fikir alışverişinde bulunmak demek olan “istişareyi” kaleme aldı.

Abdullah Yılmaz, niyetlerin tashihi olarak özetleyebileceğimiz “ihlas” kavramına eğildi.

Sinan Gün’ün yazısının merkezinde, Müslümanın hayra ve iyiliğe doymayacağı hususu var. Aynı karakterdeki Müslümana yakışan bir başka haslet ise “kötülüklerden hicret edebilmek”.

Abdulkadir Yılmaz, Müslümanın ibadetlerinde titizlik göstermesine ve salih amellerinin çokluğuna odaklandı.

M. Tarık Özdoğan, olmazsa olmazlarımızdan “iyilikleri emretmek ve kötülüklerden alıkoymak” zaruretini hatırlattı.

Nureddin Soyak’ın kaleme aldığı başyazımızın levhasında “Sabaha Nasıl Eriyorsun, Akşama Nasıl Giriyorsun?” başlığı var.

Merhum Zeki Soyak hocamızın Mefkûre köşesindeki yazısının başlığı ise “İslam ve Sanat”.

Abdulkerim Temizcan, Bilinçli Aile Dersleri yazılarını sürdürüyor.

Abdullah Gülcemal de “Kimlerle Arkadaşlık Yapmalı?” sorusuna özgün üslubuyla cevaplar veriyor.

İbrahim Cücük, evde, işte, eşte mutlu olabilmenin yollarını tarif ediyor.

Prof. Dr. Mustafa Ağırman’ın “Cihad Dersleri” köşesinde bu ay “Hz. Abbas (ra) ve mustazaflar” var.

Müslümanların Suriye’de, Gazze’de ve cihad bölgelerinde verdiği mücadelenin hayırlara vesile olmasını diliyor, şehadete eren kardeşlerimizin ailelerini tebrik ediyor, Allah’ın bu ümmetten olup da ilahi rızayı arayanlara bunun yollarını göstereceğine ve iki güzelden birini mutlaka nasip edeceğine gönülden inanıyoruz.

Yeni sayımızda tekrar görüşebilmek ümidiyle…

Allah’a emanet olun.