İLKADIM'DAN-Kanlı Canlı Bizler ve Görünmez Ordular
Kıymetli Okuyucu;
İlkadım dergisi 363. sayısını hazırladı ve huzurlarınıza sundu. İlkadım dergimizden iki şekilde istifade mümkün. Birincisi okuyarak, ikincisi dinleyerek. Her iki seçeneği birden kullanıp istifadeyi artırmak da üçüncü seçenek olarak değerlendirilebilir. Hangisi kolayınıza ve yararınıza geliyorsa o şıkkı işaretleyebilirsiniz.
İstifade meselesini kendinizle sınırlamamanızda özlemini çektiğimiz faziletli bir toplumun inşası konusunda sayısız fayda var. Öyle ki birkaç tıklama ile başkalarıyla paylaştığınız yazının dünyanın neresinde, hangi evin içinde kimde nasıl bir etki oluşturacağını tahmin bile edemezsiniz.
Whatsapp gibi mesajlaşma programları, alo diyerek bizzat tavsiye etme, sms aracılığı ile yazı bağlantısını muhataba iletme, twitter’da bir twit veya facebook’da bir durum bildirimine eklenmiş ilgili yazının linki gibi birçok yöntemle paylaşabileceğiniz yazılarımızdan, sizin başlattığınız ama size de tanıdık ya da tanımadık bir başkasından “okuma” ricasıyla aynı yazı tekrar geldiğinde iyi niyetli “bir gayret”in nerelere uzanabileceğine hayret içerikli duygularla şahitlik edebilirsiniz.
Bir adımı yabana atmayın. Siz ilk adımı attığınızda, attığınız o ilk adıma dâhil olacak ve yürüyüşü “daha ileri” parolasıyla devam ettirecek başka ilk adımlar bizleri umduğumuz yere, hatta umduğumuzun da ötesine düşünce ve amellerimizle birlikte taşıyacak.
İnsan kendini olduğundan daha küçük görmeye başladığında o insanın sadece “kendi” değil, dünya görüşü, ufku, gönül âlemi, hedefleri, hayalleri, yaşam standardı, hayatı, cesareti, becerisi, ilham alma ve olma özelliği, hayırda yarışabilme kapasitesi, cömertliği, yetişme ve yetiştirme kabiliyeti, öngörüleri, hasretini çektiği hasletler gibi aklınıza gelebilecek her türlü güzel amel ve ahlakı da küçülecek, zayıflayacak, azalacak, eksilecek, zedelenecek… Kim bütün bunlara veya herhangi birine bile razı olabilir ki? Elbette hiç kimse.
***
İlkadım dergisi her sayısında olduğu gibi bu sayısında da Allah’a sığınıyor. Kardeşlerini unutmaktan, ihmal etmekten, onların yaşadıklarına duyarsızlaşmaktan, sorumluluk bilincini yitirmekten, el açıp dua bile edememekten, gözyaşı dökememekten, makamlara tav olmaktan, küsuratla oyalanmaktan, hesap hareketlerine dalmaktan, altın fiyatlarının ve döviz kurlarının dalgasına her gün kapılmaktan, kendisi kanlı-canlı sapasağlam ve sağlıklı bir haldeyken hayatın iman ve cihat olduğunu bile bile kolaya kaçarcasına bizzat harekete geçip meydana inmeden önce Allah’ın görünmez ordularını göreve çağırmaktan ve daha nice konfor ve rehavet hatta daha ağır ifadelerle belirtilebilecek hallerin hepsinden.
Bu sayımızda yine kardeşlerimiz var. Ama sadece kardeşlerimiz yok. Kardeşlerimizin yaşadığı veya yaşayamadığı hayatlar var. Dertli gündemleri var. Azınlık olmalarının sebep olduğu sonuçlar var. Eşlerinin, çocuklarının, nesillerinin yaşadığı ve gelecekte muhtemel tehlikeler, zorluklar var. Aldıkları yetersiz müfredat, hak ettikleri halde alamadıkları eğitimler var.
Var var var… Evet, var oğlu var dedikleri kadar var. İyi ki varlar demek caiz değil ama dertlerimiz var diye mücadelemiz de var. Var olmak için bir sebebimiz var. Amacımızı kavrayalım, şımarmayalım, ayaklarımız yere bassın diye elle tutulur, ciddiye alınır sıkıntılarımız var. Kardeşlerimiz var olan sıkıntılarını, sıkıntıdan da büyük sorunlarını çözmek için kendi çabalarının yanında kardeşlerinin de yapacakları bir şeylerin var olduğuna inanıyorlar.
Allah’tan kalplerimizde etki bırakmasını temenni ettiğimiz sorular soralım kendimize;
Ata vatanımız Asya’da, Doğu Türkistan hakkında hamasetten öteye geçen bir şeyler var mı gündemimizde, notlarımız arasında?
Evlad-ı Fatihan yurdu Balkanlarda, Makedonya’da yaşayan Müslümanlara dair bir “bilgi” veya “duyum” var mı kulaklarımızda?
Okyanus ötesindeki adalarda, Güney ve Kuzey ayrımı yapmadan Koreli Müslümanların durumu hakkında malum marka telefonlar son dakika bildirimleri gönderiyor mu cebimize?
Arakan’ın gündemlerimiz arasında istikrarlı bir yeri yok, bir gelip bir gidiyor dert dünyamıza.
…
Hz. Ali’ye atfedilen iddialı mı iddialı ama ayakları yere basan şahane bir cümle var:
“Sizi harekete geçirmeyen iman, sırat köprüsünden de geçirmez.” diyor İmam.