İLKADIM'DAN-İddia İspat Gerektirir
Kıymetli Okuyucu;
İlkadım dergisi 361. sayısı ile karşınızda, huzurlarınızda, gözünüzün önünde, avucunuzun içinde, parmaklarınızın ucunda…
Takip ettiğiniz, bildiğiniz veya duyduğunuz üzere İlkadım dergimiz 353 sayıdır matbaada işlem gördükten sonra abonelerine basılmış ve somut bir şekilde ulaşan, ilk zamanlar on beş günde bir gazete, uzun zamandır da aylık dergi olarak çıkan bir neşriyattı.
Dergimiz 361. sayısı itibarıyla sekiz aydır internette yayınlanan, sanal yani elektronik bir dergi olma özelliğine dönüştü. Basılı olarak evlerinize kadar ulaştığı çeyrek asırlık dönemde nasıl bir dikkate muhtaçsa dijital olarak eriştiğiniz bugünlerde de aynı okuyucu kitlesinin katkılarına ve ilgilerine muhtaç.
Google Play veya AppStore’a girip İlkadım Dergisi olarak arama yaptıktan sonra çıkan uygulamamızı cep telefonunuza veya tabletinize indirmeniz ve İlkadım camiasına olan ilginizi devam ettirmeniz bizim için yapabileceğiniz ilk iyilik ve teşekkür olacaktır. Bataryası bitenler bu çağrıdan muaftır. Lakin şarjı olandan bahane kabul edilmeyecektir. Buraya üst üste iki nokta ve parantez koyalım.
Sanal dünyayı yakından tanımayan yetişkinlerimiz için hatırlatmakta fayda var; İlkadım Dergisi mobil uygulaması tamamen ücretsiz bir şekilde istifadeye açık durumda. Üstelik kullanımı da oldukça basit. Uygulamamızı indirip bizzat tecrübe ettikten sonra bu satırlara hak vereceksinizdir.
Elimizde artık baskıdan çıktığı şekliyle somut bir dergi olmadığı için İlkadım’a ulaşabileceğiniz tek mecra bu mobil uygulama. O yüzden mobil uygulamamıza hak ettiği ilgiyi gösterip değer vermek için aylardır bu konuyu gündemde tutuyor, her vesile ile siz kıymetli takipçilerimize konuyu hatırlatmaya gayret ediyoruz.
Mobil uygulamamız üzerinde yeterince durduğumuz kanaati bizlerde ve sizlerde hâsıl oldu ise kapak dosyamız bahsini açabiliriz.
Bu sayımızda Fazilet Toplumu üzerinde durmaya devam ediyoruz. Bir önceki sayımızın devamı ve tamamlayıcısı konumunda olan bu sayımızda, fazilet sahibi toplumların özellikleri ve olmazsa olmaz değerleri hakkında gündem oluşturma gayretindeyiz.
Geçen sayımızda muavenet, diğerkâmlık, vakıf insanı olmak, muhabbet, itimat gibi güzelim kavramlara dair yazıları sizlerle paylaşırken, bu sayımızdaki güzel mi güzel dosya konularımız ise şöyle; istişare, birlikte hareket etmek, sır tutmak, uhuvvet, itidal, itaat.
İtaat, itidal, uhuvvet… Ne kadar ciddi, mühim ve hayati kavramlarımız var değil mi?
Ya olmasalardı!
Bazı şeyleri izah ve ifade ederken açık ve net olmak gerekir. İçinde bulunduğumuz ahval ve şerait itibariyle konuşmak gerekirse yukarıda sayıp geldiğimiz kavramlarımız bizde hayat bulduğu sürece nefes alıp vermenin ötesine geçip, bir hayatı hakkıyla yaşadığımızdan bahsedilebilir.
Şairin “İnsana yakışan en güzel takı merhamet dolu bir kalptir” dediği gibi vurucu cümlemizi göndere çekmeden önce şunu söylemek gerekir; kavramlarımızla ve kavramlarımızın bizi götürdüğü o paha biçilemez ilkelerimizle yaşadığımız sürece, var olduğumuz iddiasında bulunmak bizleri Allah’ın izniyle yalancı çıkarmayacaktır.
Var olmak bir iddiadır. İddia, ispat gerektirir. Güngörmüş eskilerin kadim ifadesi ile “müddei iddiasını ispatla mesuldür.”
Allah, iddiasını ispat etme gayretinde iken imanla can veren kullarından eylesin.
Amin.