İLKADIM'DAN- Ben Oruçluyum
Kıymetli Okuyucu;
İlkadım dergisi Nisan 2021 sayısı ile 393. kez merhaba dedi. Diğer yandan 400’e yedi var. Temennimizi “nice yüzlere inşallah” diyerek güncelleyelim.
Ümmetin ayı olarak ifade edilen Ramazan, bu yıl Nisan’da başlayıp Mayıs’ın ortasında bayramla birlikte bizlere veda edecek.
Bizler de Nisan sayımızı Ramazan konusuna ayırdık. Dosyamızı Ramazan konulu yazılarla oluşturmaya niyet ettik. Neredeyse her yıl, Ramazan’ın isabet ettiği miladi ayda çıkan sayımızı bu mübarek mevsime ayırıyoruz.
Ramazan, içinde Kadir gecesi saklı olan büyük bir fırsat. İhmal edilemez bir gündem. Paha biçilemez bir nimet. Peygamberimiz, Ramazan’a erişip de affedilmeden çıkan Müslümanlar için “burunları yerde sürtülsün” buyuruyor.
Ramazan mevsiminin üzerimizde hakkı var. Oruç bunların başında geliyor. Biz oruç tutarken orucun da bizleri tutması gerekiyor. Öfkelendiğimizde “ben oruçluyum” diye kendimize telkinde bulunarak nefsimize ve muhataplarımıza zulmetmememiz icap ediyor.
Ramazan’da azılı şeytanların zincirlendiğini nebevi bir müjde ile öğreniyoruz. Ramazan, büyük bir kulluk kampanyasına dönüşüyor. Ramazan; niyetini sağlam alıp da bozmayan, itaatkâr olsun, günahkâr olsun, tövbekâr olsun her Müslüman için bulunmaz bir iklim. “Günahına tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir.” hadisinden daha ümit verici bir cümle var mıdır bu konuda?
Dünyadayken ahireti kazanmanın derdinde olan herkes, Ramazan’ın ne demek olduğunun farkına varsın istiyoruz. İnananlar Ramazan’da ateşten berat etsin diliyoruz. Muradımız, Allah’ın muradına denk olsun derdindeyiz.
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olarak taksim edilen güzeller güzeli bir ay duruyor karşımızda. İki hilal arası bundan daha güzel nasıl tarif edilebilir?
Teravih tartışmalarına saniyelerinizi bile vermeyin. Çünkü saniye kadar bile olsa o vakitleri teravih namazı kılarak değerlendirin. Peygamberimiz yine Ramazan ayına özel müjdelerinden birinde “Kim teravih namazını, karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.” buyuruyor.
Ekran karşısında, telefonun başında, sanal âlemde, yastıkta geçen bir Ramazan’dan daha hayırlısına talibiz. Bunu önce kendimize ardından da kıymetli okuyucularımıza hatırlatıyor, onlardan da kendilerine ve yakınlarına bunu anlatmalarını rica ediyoruz. “Sebep olan yapan gibidir.” buyruluyor.
Ramazan dosyamıza dönersek; Mehmet Şentürk, Kur’an ile olan irtibatımıza çeki düzen vermemiz gerektiğini anlattı. Süleyman Yavuz, ibadet dünyamıza dair bakışlar yaptı. Tuncay Zeyd Sesli, infak hayatımızı gözden geçirmeye çalıştı. Hasan Macit de olmazsa olmaz kardeşliğimizi yazdı.
Köşe yazılarımıza da dikkat çekmek isteriz. Abdulkerim Temizcan, Bilinçli Aile Dersleri köşesindeki yazılarına kaldığı yerden devam ediyor. İbrahim Çiftçi, bir ara ülke gündemine de gelen Birinci ve İkinci Meclis dönemlerine gidip o günlere mercek tutuyor. Selçuk Özdoğan, Muhammed Emin Yıldırım ve Bekir Develi’nin hazırladığı Herkes İçin Siyer kitabını tanıtıyor.
Mahmut Aveder, “Aileye Şiddet Değil Huzur Yakışır” diyerek kadın ve aile gündemine katkıda bulunuyor. Prof. Dr. Mustafa Ağırman, “Uhud Savaşına Katılan Kadınlar” yazısıyla kadın konusunu dikkat çekici bir alan üzerinden işliyor. Nuri Ercan da “Tekasür Huzur Verir mi?” şeklinde haklı bir sorgulamaya giriyor.
Nice güzel sayılarda nice bereketli okumalar dileriz.
Allah’a emanet olun.