Ekim 2015 Mahmut AVEDER A- A+
A- A+

Ezanı İşitenlerin Namaz Yeri Camidir

Abdullah İbni Ömer radiyallahu anh’dan rivayetle Rasulullah aleyhisselam şöyle buyurmuştur; Cemaatle kılınan namaz yalnız başına kılınan namazdan yirmi yedi derece (daha) faziletlidir.(Buhârî-Müslim)
Peygamber Efendimiz aleyhisselamnamazın cemaatle kılınmasına çok ehemmiyet vermiş ve her vesile ile bunu teşvik etmiştir. Diğer bazı rivayetlerde 27 derece yerine 25 derece daha faziletli olduğu ifadeleri de mevcuttur. Mühim olan derecelerin sayısı değil, cemaatle namaz kılmanın yalnız başına namaz kılmaktan faziletli olduğunun beyan edilmesidir.

Peygamber aleyhisselam’aâmâ bir sahabi (Ümmü Mektûm) gelip:

–Ya Rasulullah! Beni mescide götürecek bir kimsem yok, diyerek namazı evinde kılabilmek için Rasulullah aleyhisselam’dan kendisine müsaade etmesini istedi. Peygamber Efendimiz de müsaade etti. Dönüp giderken Resul-i Ekrem onu çağırarak:

–“Sen namaz için ezan okunduğunu işitiyor musun?” diye sordu. Ümmü Mektûm:

–Evet, cevabını verdi. Peygamber Efendimiz aleyhisselam:

–“O halde davete icâbet et, cemaate gel” buyurdular. (Müslim)

Fıkıh âlimleri bu ve bunlardan başka cemaatle namaz kılmayı şiddetle emreden başka hadisi şeriflerden ve ayeti kerimelerden hareketle; namazı cemaatle kılmak, özürsüz olan hür erkeklere; farz-ı aynile sünnet-i müekkedearasında görüşler beyan etmişlerdir.

Hanefîlerden bir kısım ulema, cemaatle namaza devam etmek vacip;Hanbeliler, farz-ı ayn; Şafiiler farz-ı kifaye, Malikiler ile Hanefilerin ekserisine göre ise sünnet-i müekkede hükmünü vermişlerdir. Âmâ ile kötürüm kişiler kendilerini mescide götürecek kimse bulamadıklarında hüküm hafifletilmiştir.

Cemaate Devam Etmemeyi Mubah Kılan Özürler

  • Şiddetli hastalık.
  • Yürüyemeyecekkadar yaşlı olmak.
  • Kör olmak.
  • Kötürüm olmak.
  • Hizmet etmeye mecbur olduğu ve ayrıldığı zaman zarar görecek bir hastası bulunmak.
  • Haksız yere bir saldırıya uğramaktan korkmak.
  • Şiddetli yağmur ve çamur bulunmak.
  • Zarar verecek kadar şiddetli soğuk bulunmak.
  • Fıkıh, tefsir ve hadis ilimlerini öğrenmek veya öğretmekle meşgul olmak.
  • Esir ve köle olmak gibi meşru sebeplerdir.

Cemaate devam etmek istediği hâlde yukarıda sayılan veya benzeri mâkul sebeplerden dolayı cemaate devam etmeyen bir kimse niyetine göre cemaat sevabına kavuşur. Gelişen/değişen yaşam şartlarının cemaate devam etmeyi daha da güçleştirmiş olması, cemaate devam etmemeyi mubah kılmayıp, belki cemaat sevabını daha da artırır.

Rasulullah aleyhisselam:“Kadınların namazlarının en faziletlisi evlerinin içinde kıldıkları namazlardır.”buyurmaktadır.Bugün, kadınların camiye gidipgitmemesini mi yoksa çarşı-pazara gidip gitmemesini mi daha öncelikli konuşmalıyız? Rasulullah aleyhisselam’ın; en şerli yerler dediği çarşı ve pazarlar, kadınlarla dolup taşıyorsa, en hayırlı yerler dediği camilere, kadınların gitmesinin önüne engeller konulmayıp, oralarda kadınlara ayrılan yerlerde namaz kılmaları ve camiye giriş ve çıkışlarına da azami derecede dikkat etmeleri sağlanmalıdır.

Cemaatle namaz kılmak İslam’ın şiarından ve alâmetlerindendir. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğe, sevgi ve muhabbete, karşılıklı yardımlaşmaya, tâlim ve terbiyeye vesile ve vasıtadır. Sâlih ve muttakî kimselerle beraber yapılan ibadet ve duaların Allah katında kabul olunacağı daha çok ümit edilir. Maalesef birçok sünnetin ve hatta farzın terk edildiği zamanımızda, Müslümanlar bir İslam şiarı olan cemaatle namaz kılmayı da büyük ölçüde terk etmiş durumdalar. Buradaki sözümüz namaz kılmayanlar için değildir, çok tabii olarak öncelikle onların namaz kılmaları için nasihat etmek, emr-i bi’l ma’ruf yapmak gerekir. Burada namaz kılan Müslümanları kastediyoruz. Birçok namaz kılan Müslümanın, cemaate devam etmediğini, bilhassa sabah ve yatsı namazlarında cami ve mescidlerimizin adeta boşaldığını büyük bir üzüntü ile müşahede etmekteyiz.

Peygamberimizaleyhisselam buyurmuştur ki;Her kim yatsıyı cemaatle kılarsa gecenin yarısını namazla geçirmiş olur. Ve kim sabah namazını cemaatle kılarsa bütün gece namaz kılmış gibi olur. (Müslim)
Allah Teâlâ “Sabah namazı şahittir.” (İsra, 78) buyurmaktadır. Çünkü gece melekleri ile gündüz melekleri sabah namazında buluşur. Hep birlikte sabah namazının kılındığına şahit olduktan sonra gündüz melekleri kalır. Gece melekleri ise semaya yükselirler.

“Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve iş yerinde kıldığı namazından yirmi küsur derece ziyade olur. Bu da şunlardır: Cemaatten biri abdest alır da onu tertemiz yapar, sonra mescide gider, kendisini namazdan başka hiçbir şey harekete geçirmez, namazdan başka hiçbir niyeti de olmazsa mescide girinceye kadar attığı her adıma mukabil ona bir derece yükseltilir ve yine attığı her adıma mukabil bir günahı bağışlanır. Mescide girdiği zaman dahi kendisini orada namaz hapsettiği müddetçe namazda sayılır. Böylesi namaz kıldığı mecliste bulunduğu müddetçe melekler kendisine salat eyler ve “Ya Rabbi! Buna rahmet buyur. Ya Rab! Buna mağfiret eyle. Ya Rab! Burada eziyet vermedikçe, abdestini bozmadıkça bunun tevbesini kabul et.” derler.” (Müslim)

“Bir köy veya kırda üç kişi birlikte bulunur da namazı aralarında cemaatle kılmazlarsa, şeytan onları kuşatıp yener. Şu halde cemaate devam ediniz. Muhakkak ki sürüden ayrılan koyunu kurt yer”. (Ebû Dâvûd)

“İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi.”(Buhârî-Müslim)

İslâm cemaat dini olup, namaz başta olmak üzere cemaat halinde bulunmaya büyük bir önem verir. Aslolan farz namazları cemaatle kılmaktır. Cemaatle kılınan namazın fazileti tek başına kılınan namazdan kat kat fazladır.

Yegâne gayemiz; bize takdir edilen bu ömrümüzde Rabbimizin rızasını kazanmak olduğuna göre, her fırsatı en güzel şekilde değerlendirmek, namazlarımızı cemaatle, huzur ve huşu ile ihlâs ile kılmak duasıyla…

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr