Nisan 2012 M. Selçuk ÖZDOĞAN A- A+
A- A+

Çocukluk Sırrı (Adem Güneş)

Kıymetli okuyucularımız! Bu ay İlkadım Kitaplığımızda Nesil Yayınları’ndan çıkan Pedagog Adem GÜNEŞ’in hazırladığı Kişilik ve Karakter Gelişiminde Çocukluk Sırrı isimli kitabı inceleyeceğiz.

Bu kitabı alalı bir yılı aşkın bir süre geçti. Ancak yeni okuyabildim. Ama daha önce niye okumadım diye de pişman oldum. Eser, ebeveynler için çok elzem diyebileceğimiz bilgilerle dolu. Ayrıca bazı konu sonlarında anekdot niteliğindeki yaşanmış olayların yer alması bizler için çok faydalı olmuş. Özellikle çocuk eğitiminde Allah Teala tarafından bizlere “Aziz Emanet” olarak verilen evlatlarımıza karşı çok basite aldığımız çoğu söz ve davranışımızın aslında çocuğumuzun kişiliği üzerindeki olumsuz etkisi gördükçe “Emanete sahip çıkamadık mı?” korkusu kalbimizde yer etmeye başlıyor. Bu kitabı okuduktan sonra çocuklarımıza karşı tavır ve sözlerimizde bir kuyumcu hassasiyeti göstereceğimize inanıyorum. Kitabı okuduktan sonra “Çocuklarımızın İslam Fıtratı” üzerine doğdukları hakikatini daha iyi anladım. Bizler çocuklarımızın o selim fıtratlarını kendi doğal haline bıraktığımızda istediğimiz kişilikli ve karakterli çocuklar yetişiyor.

Bizler “Aziz Emanet”lere hükmetme yanılgısından kurtulup onları sevgi ve şefkat hisleriyle yeniden canlandırmalıyız. Yazarın özellikle üzerinde durduğu Anadolu Pedagojisi bütün ebeveynlerin bilmesi gereken bir pedagoji yöntemidir. Batının yanlışlıklarla dolu pedagoji anlayışı bir an önce terk edilmelidir. Bizler çocuklarımızı hayata hazırlayan gönüllü rehberleriz. Çocuğumuzu terbiye ederken çocuğumuzu hissetmeliyiz. Onları örnek insan modeli üzere yetiştirmeliyiz. Hz. Mevlanalar, Yunus Emreler, Osman Beyler, Fatihler, Akşemseddinler gibi…

 Hepimizin çocuk eğitiminde kullandığı ödül ve cezanın aslında Anadolu Pedagojisinde yeri olmadığı; çocuğa verilen cezanın aslında çocuğun ruhunu duymasına engel olduğunu öğreniyoruz. Bu tahribatın boyutunu bilsek onlara rüyalarında bile ceza vermekten korkacağımızı yazarımız belirtiyor. Her çocukta selim fıtratına zarar verilmediyse buyurucu iç kılavuz diye tarif edilen duygu çocuğun gelişiminde ona yol gösterecektir. Aileler bu kılavuzu diskalifiye edip kendileri kılavuz olunca ortaya robotlaşmış, merak duygusu köreltilmiş, bağımlı nesiller çıkıyor. Eğitim sisteminde de belli yaş dönemindeki çocuklara zorla bir şeylerin öğretilmesi yanlıştır. Bizler edilgen değil etken ve kolektif (canlı-cansız varlıklarla iletişim kurabilen, diğergam, infak duygusuna sahip) nesillerin yetişmesi için gayret göstermeliyiz. Özellikle bireyselleşmenin yoğun bir şekilde yaygınlaştığı günümüzde kolektif ruha sahip nesiller büyük önem arz etmektedir.

Kitabın ikinci bölümünde yer alan çocuklardaki benlik kaymaları (savunma mekanizmaları) çok dikkatli bir şekilde okunmalı ve benim çocuğum bunlardan hangisini kullanıyor diye kendimize sormalı, sıkıntılı bir durum varsa acilen tedbirini almalıyız. 

  Kitabımızın son bölümünde babalık duygusuyla da ilgili çok güzel bilgiler bulunuyor. “Çocuğun karakteri baba ile kişiliği ise anne ile oluşur.” Annelik duygusu doğuştan olmasına rağmen babalık duygusu sonradan gelişiyor. Babalar erken çocukluk dönemlerinde çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalıdırlar. “Bir babanın çocuğu ile kuracağı derin iletişim ve duygusal alışveriş, çocuğun dirayet sahibi olmasına, iradesini güçlü bir şekilde kullanmasına kaynak olacaktır.”  

Bedenen sağlıklı nesillerin yetişmesine gösterdiğimiz gayretten çok daha fazlasını ruhen sağlıklı nesillerin yetişmesi için göstermeliyiz.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr