BAŞYAZI - Koruyasın Ki Korunasın
Mart 2020 Nureddin SOYAK A- A+ Sesli Dinle    |  
Sesli Dinle    A- A+

BAŞYAZI - Koruyasın Ki Korunasın

Âlemlerin Rabbi olan Allah’ımız, kullarının bazı şeyleri korumasını bazı şeylerden de korunmasını istemiştir. İrademizle korumamız gerekenleri koruyup, korunmamız gerekenlerden de korunabilirsek,  gücümüz yetmeyen hususlarda ise Rabbimiz bizi koruyacaktır. Niyeti korunmak olanın koruyucusu Allah olur.

Gözümüzü, kulağımızı, elimizi, ayağımızı, dilimizi, iffetimizi korursak Rabbimiz de kalbimizi dini üzere sabit kılarak korur. Allah’ın korumadığı hiçbir şeyi hiçbir kimse koruyamaz. Allah’ın koruduğuna da hiçbir kimse zarar veremez. Korumamız ve korunmamız gereken hususlarda kendi gücümüzü ortaya koyarken, Rabbimizden de yardım dileyeceğiz.

“Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.” (Bakara, 201)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu; “Kim bana çeneleri ile bacakları arasındaki şeyler hususunda garanti verirse, ben de ona cennet hususunda garanti veririm.” (Buhari; Tirmizi)

Haramlardan korunursak, Rabbimiz de maddi ve manevi hastalıklardan korur. Tüm hastalıklarımızın temelinde ilahi ve nebevi uyarılardan gafletimiz ve ihmalimiz vardır.

“Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.” (Sebe, 21)

Rabbimiz Kur’an’ın aslını korurken, müminlerden de hayatlarında onun ahkâmını korumalarını istemektedir.  “Şüphesiz o zikri (Kur’an’ı) biz indirdik, biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr, 9)

Rabbimiz, Kur’an hükümlerine ters olarak başkalarının heva ve heveslerine uyulması konusunda, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin şahsında tüm müminleri uyararak, Allah tarafından ne bir dost ne de bir koruma beklenilmemesi ile tehdit etmektedir. Müminler için Allah’ın dostluğundan ve korumasından daha büyük bir mahrumiyet ve felaket düşünülebilir mi? Günümüz Müslümanlarının hali düşünüldüğünde bela ve musibetlerin sebepleri daha iyi anlaşılmaktadır.

“O halde, gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakınınız.” (Teğabun, 16)

“Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır ne de bir koruyucu.” (Rad, 37)

Hayırların da şerlerin de tamamen âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kudret elinde olduğuna inanan mümin Allah’tan başka kimseden korkup çekinmez. Bütün say-u gayretini Rabbinin rızasını kazanmaya yöneltir.

De ki: “Eğer Allah size bir kötülük dilerse, sizi Allah’tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilerse, buna engel olacak kimdir? Onlar kendilerine Allah’tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar.” (Ahzab, 17)

“İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar.” (Rad, 11)

Haramlar âlemlerin Rabbi olan Allah’ın korusudur. Onun korunması gerekir. Müslüman memleketlerde bile, haramların reklamları her geçen gün arttırılarak, haramlar meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Haramlara ulaşmak her geçen gün daha da kolaylaştırılmaktadır. Müminler her çeşit haram konusunda nefsine ve nesline sahip çıkmalıdır. Nefsimizi, neslimizi ve tüm insanlığı ateşten koruma sorumluluğumuz vardır.

“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.” (Âl-i İmran, 110)

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim, 6)

“Onların çoğunu günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleri ile yarışırken görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür!” (Maide, 62)

“Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.” (Bakara, 27)

İslam’ın temelleri olan, kelime-i şehadet, namaz, zekât, oruç ve hacc müminler için bir koruma ve kurtuluş vesilesidir. Bunlar bihakkın yerine getirildiğinde müminlerin dünyası da ahireti de mamur olur.

“Onlar, namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir.” (Mearic, 34)

Namazlarını koruyanları namaz da korumaktadır.

“Namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor.” (Ankebut, 45)

Şu ilahi müjdeler de Müslümanları heyecanlandırıp harekete geçirmelidir. İtaat, doğruluk, sabır, saygı, infak, namaz, oruç, zekât, iffet, Allah’ı çokça anmak, Allah’ın sınırlarına riayet, iyiliği emir, kötülükten men gibi güzel hasletleri hayatının zineti haline getirmelidir.

“Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkeklerle Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlama ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” (Ahzab, 35)

“Bunlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rüku ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Müminleri müjdele.” (Tevbe, 112)

Rabbinin dilediği gibi kul olmaya çalışanları, Rabbimiz dünya ve ahiretin sayısız nimetleri ile müjdelemektedir. Kıyametin dehşetinden korunmaktan daha büyük bir müjde olabilir mi?

“Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.” (İnsan, 11)

Kurtuluş yollarından biri de nefsin cimriliğinden ve hırsından korunmaktır.

“Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Haşr, 9)

Korunma yollarının vazgeçilmezlerinden biri de miktarı hiç önemli değil; infaktır.

“Sizden kim, bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse, bunu yapsın.” buyrulmuştur. (Buhari; Müslim; Nesai)

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr