Ağustos 2015 Osman BAĞCI A- A+
A- A+

Akl-ı Selim Miyiz?

İlkadım Dergimizin yayın kurulu “Kalb-i selim sahibi olmada Kur’anla meşgul olmanın önemi.” konulu bir yazı yazmamı istedi.
Yarabbi,

Aklımı mı tarif edeyim?

Kalbimi mi tarif edeyim?

Selimi mi tarif edeyim?

Kur’an’ı mı tarif edeyim?

Müslüman'ı mı tarif edeyim?

Kendimi mi tarif edeyim?

Kâfirleri mi tarif edeyim?

“Bu vazifeyi niçin bana verdiniz?” diye sorduğumda ise “Kur’an’la irtibatınızın ve Kur’an’la meşguliyetinizin iyi olduğuna şahitlik ettiğimiz için” dediler.

Kur’an ile irtibatım üç buçuk dört yaşlarında başladı Elhamdülillah. İmamken de bir çoban bana Fi Zilal-il Kur’an tefsirini okutmuştu.

Elhamdülillah Rabbimiz bizi delilikten kurtardı, bizi adam olmaya yönlendirdi. Kur’an ile irtibatımızı bugüne kadar da kesmedi.

Öğrencilik, öğretmenlik ve daha sonraki dönemlerde arkadaşlarımızla pek çok kez Kur’an, meal ve tefsir çalışmaları başlattık. Ne yazık ki o arkadaşlarımızdan pek çoğu bu çalışmaları daha sonra devam ettiremediler. Dünyanın ve hayatın meşguliyetleri maalesef engel oldu.

Kendime gelince bunca yıldır Kur’an'ımla Rasûlullah'ımla, itikat derslerimle fıkıh ve siyer derslerimle uğraşıyorum ve bu halde kendi nefsimle savaşıp duruyorum. Biliyorum ki zayıf tarafımı bulsa hemen yere vuracak.

Şeytan aleyhillane ile işbirliği halinde itikadımla uğraşıyor, amelimle uğraşıyor, cihadımla uğraşıyor, eğitimimle uğraşıyor, hayatımla uğraşıyor, mü’minlerle olan kardeşliğimle uğraşıyor, emri bil maruf ve nehyi anil münker yapmamla uğraşıyor, kalbimdeki imanımla uğraşıyor. Rabbim bizi korusun. Âmin âmin  âmin...

Ayrıca dünya nefsime yardım ediyor, bütün araç gereçler teknolojiler ona yardımcı olmaya uğraşıyor. Kalb-i selim sahibi olma yolunda daha birçok engeller var.

Desteklerim, yardımcılarım ise önce Allah, O’nun Kitabı ve Rasulü. Ayrıca mü’min kardeşlerim de bana sahip çıkıyor elhamdülillah. Rabbim onlardan razı olsun. Beni ve kardeşlerimi korusun.

Kur’an'ım ve Rasûlullah'ım, kalbimin, nefsimin, aklımın, irademin doktoru, hastanesi, eczanesi, hapı ve merhemi oldu.

Kuran'ım ve Rasûlullah'ım hep:

Beni terbiye eden,

Beni ahlaklandıran,

Bana gaz veren,

Beni frenleyen oldu.

Zaman geldi ağlattı,

Zaman geldi güldürdü,

Zaman geldi oturttu,

Zaman geldi ayağa kaldırdı.

Bana dostumu, düşmanımı öğretti.

Ğaşiye Suresi bana diyor ki:

“Devenin yaratılışına bak.”

Bana diyor ki;

“Semanın bina edilişine bak.”

Bana diyor ki;

“Dağların dikilişine bak.”

Bana diyor ki;

“Arzın yayılışına manzarasına bak.”

Bana diyor ki;

“Güneşe ve aya bak.”

Bana diyor ki;

“Yıldızlara bak.”

Bana diyor ki;

“Gemilere bak, denizlere bak.”

Bana diyor ki;

“Ekinlere bak, meyvelere bak.”

Bana diyor ki;

“Güllere bak, dikenlere bak.”

Bana diyor ki;

“Gecelere bak, gündüzlere bak.”

Bana diyor ki;

“Bunların hepsine bak ve aklını çalıştır!!!”

“Sana iki kulak, iki göz ve bir dil verdim ve yarattım.” (Beled, 8- 9) Sonra unutma:

“İki yol yarattım.” (Beled, 10) Biri benim yolum biri şeytanın yolu. Sana irade verdim akıl verdim. Hangisinin yolunda olacaksın?

Allah yolunda olursak akl-ı selim, kalb-i selim bir insan, aile ve toplum oluruz. Şayet şeytan yolunda olursa vay o kimsenin haline:

Kibir

Anarşi

Ucup

Şer

Kötülük

Kavga

Dövüş

Ölüm

Katliam

Yalan

Dolandırıcılık

Kredi

Haset

Fesat

Çekememezlik

Büyüklenme

Ben bilirim

Ben yaparım

Hile

Gıybet

Zan

Kulis

Münafıklık

Dedikodu

Zulüm

Üçkâğıtçılık

Bin kâğıtçılık

Fahşalık

Vesvese

Fücur

Namazsızlık

Oruçsuzluk

Zekâtsızlık

Faiz

Yukarıdaki sıfatlar şeytanın sıfatlarıdır. İnsanın kalbini hastalandıran, dünyasını ve ahiretini mahveden bu hastalıkları Kur’an’la meşgul olursak tespit ve teşhis edebilir, oradaki reçeteleri ve Rasulullah’ın bu konudaki tavsiyelerini dikkate alırsak tedavilerinde de muvaffak olabiliriz.

Şimdi aklımızı çalıştırıp Kur’an’la irtibatımızı sağlarsak bu hastalıklardan kalbimizi, irademizi ve vücudumuzu kurtarır aklıselim, kalb-i selim bir toplum meydana getirebiliriz.

Şayet aklımızı çalıştırmaz ve Kur’an’dan uzak kalırsak bu sıfatlar bizi akılsız ve birbirimize düşman bir toplum yapar. İşte o zaman helakimizi bekleriz. Bu da akılsızlıktır, aptallıktır.

Kur’an ile meşgul olursak bize zorlu ahiret yolculuğumuzda refakatçi olur, daha zamanımız varken bizi tehlikelerden haberdar eder. Bize ahiret âlemine götürür, tanıtıcı yolculuklar yaptırır.

Ahiret yolculuğu çok çetin. Ey akıl!! Nerdesin?

Ölüm;

Kötü ölüm var, güzel ölüm var. İkisini ayırt edecek akıl lazım.

Kabir âlemi:

Cehennem çukurlarından bir çukur ya da cennet bahçelerinde bir bahçedir. Ayırt edecek bir akıl istiyor

Kıyamet:

Çok çetin!!!  Çok çetin!!!  Çok çetin!!!  Kur’an’la hemhal olursanız o dehşetli sahneleri size sanki bir sinema perdesinde seyrettirecektir. 

Bir gün kendimi muhasebeye çekmiştim. Uyumuş kalmışım. Mümin Salih bir kardeşle çok ilginç dağlar arasındaydık. Dolaşırken ayağımı bir dağın taşına değmiştim.  Bütün dağlar uçmaya başladı. Kıyamet kopmaya başladı. Kuran'ı kerimde ki anlatılan hallaç pamuğunu orada gördük. Dünya karışmıştı. Gökyüzü yere, yer gökyüzüne, denizler yere, yer denizlere karışmıştı. Ama bir şey ilgimizi çekiyordu.

Kaçacak bir yer bulamadık. Az sonra insanlar koşuyordu. Bazıları çok rahat hiçbir şey hissetmiyor, biraz da sevinçli koşturuyorlardı. Bazıları dağların, taşların, tozların içine karışıp feryat ediyordu. “Ya Rab” derken telaşla uyandım. Ama ağzım dudaklarım patlamış bir vaziyette kalktım.

Kardeşlerim bizleri vallahi çok çetin haller bekliyor. Hepimiz birbirimize sahip çıkalım, birbirimizi kurtarmaya çalışalım. Hepimiz aklımızı başımıza alalım. Allah'a kul olalım onun yolunda çalışalım, kendimizi kurtaralım.

Mahşer:

Zor yolculuk var, kolay yolculuk var, mizan var, hesap var. Bütün dünyada yaşamış olduğumuz bütün fiillerin kitabıyla karşı karşıya kalmak var. Kitabımız soldan mı arkadan mı verilecek yoksa sağdan mı önden mi verilecek?

İşte o gün:

"Zerre kadar hayır işlerseniz de karşınızda karşılığını göreceksiniz, zerre kadar da şer işlerseniz karşılığını göreceksiniz" (Zilzal, 7)

Sırat:

Dünyada şerler işlediysek kitabımızı soldan ve arkadan almışsak sırattan ateşe, cehenneme düşeceğiz.

Şayet  hayır, salih ameller işlemişsek sırattan çok rahat bir şekilde cennete, dünyada eşi benzeri olmayan güzel bahçeye ve yiyeceklere, içeceklere, hurilere, gılmanlara...

Kardeşler. Rasulullah’ın ahlakı Kur’an’dı. Biz de Kur’an hayatı ile hayatlanmak, Kur’an ahlakı ile ahlaklanmak zorundayız. Allah'ın verdiği akıl ve iradeyi kullanarak dünyamızı da kazanmak, ahiretimizi de kazanmak, Rabbimizin huzuruna selim bir kalp ile varmak ana gayemiz olmalıdır.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr